Avusturya’nın başkenti ve en büyük şehri olan Viyana
nüfus bakımından dokuz şehrin en kalabalık yerleşim yeri. Avrupa Birliğinin en
büyük onuncu kenti olan Viyana, bu oranla Avusturya nüfusunun yaklaşık dörtte
birini oluşturuyor.
On dokuzuncu yüzyılın sonlarından 1938’e kadar, yüksek
kültür ve modernizmin merkezi olarak kalan Viyana, bir dünya müzik başkenti
olarak Brahms, Bruckner, Mahler ve Richard Strauss gibi bestecilere ev
sahipliği yaptı.
Viyana’da ulaşım çok kolaydır. Hemen hemen şehrin
önemli merkezlerine metro’yu kullanarak ulaşabilirsiniz.Ben 14 Eur’a bir
haftalık kombine metro bileti aldım ve tüm şehri neredeyse metroyu kullanarak
gezdim.Metro’ya bindiğinizde size bilet sormazlar ancak kaçak binmenin cezası
100 Eur kadardır.
Schönbrunn İmparatorluk Sarayı. Habsburg
Hanedanlığı’nın 18. yüzyılda yazlık saray olarak kullandığı muhteşem
sarayın çok geniş bir alana yayılan bir bahçesi var.Bahçede Avrupa'nın en eski hayvanat bahçesi,
bitkilerle oluşturulmuş bir labirent, onlarca ufak çiçek bahçesi, havuzlar,
ördekler, spor yapan insanlar... Kısacası burada pek çok şeyi bir arada
görebilirsiniz. Sarayın içerisinde ise 1.441 oda varmış. Sarayın tamamını gezmekiçin
en az bir tam günü gözden çıkarmak gerekli. Bilet fiyatları 10 ile 40 €
arasında değişiyor.
Hofburg Sarayı Avusturya’nın
kraliyet ailesi olan Habsburg Hanedanlığına 600 yıl boyunca ev sahipliği
yapan , 13. yüzyıl tarihli bir yapı. Günümüzde ise yapının içerisinde
cumhurbaşkanlığı ofisleri ile 22 adet müze, 14. yüzyıldan kalma Augustinian
Kilisesi, Kraliyat Şapeli, İspanyol Binicilik Okulu ve Ulusal Kütüphane bulunmaktadır.
Hundretwasserhaus Viyana’nın meşhur “insan ve doğa dostu” evi gerçekten çok
garip ama bir o kadar da etkileyici ve mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Ressam Friedensreich Hundretwasser tarafından tasarlanmış ve Löwengasse ile
KegelStrasse’nin köşesinde çok canlı renkleriyle öne çıkıyor. 1985’de yapımı
tamamlanan binanın hemen yanındaki Kunsthaus Wien de ziyaretçilerin ilgisini
kendi üzerine çekmeyi başarıyor. Teras kafesine oturup atmosferi içinize
çekmeniz için harika bir ortama sahip.
Belvedere Sarayı Landstrasse’de
iki parçadan oluşan barok stilde bir saray olan Belvedere Sarayı, Yukarı ve
Aşağı Belvedere Sarayı olarak iki bölümden oluşuyor.Çok geniş bir alana yayılan
halka açık park niteliğindeki Saray’ın etrafını gezmek için oldukça fazla zaman
ayırmalısınız.Fayton turları’ndan da faydalanabilirsiniz.
Viyana Doğa Tarihi
Müzesi (Naturhistorisches Museum), Dünya’nın en nemli ve en büyük koleksiyonlarının sergilendiği müzeye giriş
10 Eur.Ancak en az iki saatinizi ayırmalısınız. Çeşitli meteor parçaları,milyonlarca
yıllık dinozorlar Dünya’daki her türden
hayvanın doldurulmuş halleride sergilenmekte. Müzenin önünde Maria Theresa
Anıtı yer alıyor.Viyana Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenen eserlerin birçoğu
Maria Teressa’nın eşi François de Lorraine’nin koleksiyonlarından oluşuyor.
St. Stephen Katedrali: şehrin en önemli ikonlarından biri. Farklı zamanlarda
inşa edilmiş 18 sunak bölümünden oluşan katedral, 2. Dünya Savaşında yok
edilmişti ancak zamanla tekrar yapılarak Viyana’nın en önemli adreslerinden
biri haline getirildi. Bulunduğu konum itibari ile Viyana’nın her yerinden
görülebilen kilisenin kulelerinden birine çıktığınız zaman, yine koca şehri
etrafınızı çevirmiş bir halde bulabilirsiniz.
Graben : Tıpkı diğer şehirlerde olduğu gibi Viyana’nın da
meşhur caddesi Graben. Muhteşem mimariye sahip binalar, canlı bir
atmosfer ve eğlence arayanların adresi burası. Viyana’nın en pahalı
dükkânlarının bulunduğu mekân, Havelka gibi birçok ünlü kafeye ev sahipliği
yapıyor. Graben’de aynı zamanda Veba Anıtı da yer alıyor.
Viyana
Belediye Binası (Vienna City Hall) olan Rathaus, Neo-Gotik tarzının en
görkemli örneklerinden biri. Neredeyse 14,000 m² büyüklüğündeki bu muhteşem
yapının inşası 1883’de tamamlandı. 98 metre yükseklikteki kulesi Rathausmann
ise şehrin sembolü niteliğinde. Kemerli avlu binanın tam ortasında bulunuyor ve
yaz konserleri için en çok tercih edilen yerlerden biri.
Stephansdom (Aziz Stephan Katedrali) Kilisenin 21 tonluk çanı,
Viyana kuşatması sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan silahların ve
topların eritilmesiyle üretilmiş. Söylenenlere göre bu çan, 1534 yılından
itibaren yaklaşan Osmanlı akıncılarını haber vermek için kullanılmış ve bu iş için
bir memur görevlendirilmiş. 1956'da, Osmanlı tehlikesinin kalmadığı anlaşılınca
Belediye Meclisi tarafından bu görev kaldırılmış.
Karl Kilisesi Karlskirche : Barok tarzda inşa edilen kilise, 1737
yılında tamamlanmış. 72 metre yükseklikteki kubbesine çıkıp şehir manzarasını izleyebilirsiniz.Fresk
ve süslemelerine hayran kalmamak mümkün değil.
Cuma ve Cumartesi günleri klasik müzik konserlerini dinleyebilirsiniz.Bazı
günler akşam üstü kilisenin önünde halka açık opera sahnelenmektedir.Kilisenin
önündeki havuz kenarında yorgunluk atıp kahvenizi yudumlayabilirsiniz.Akşam
üstüne doğru giderseniz güzel fotoğraflar çekme fırsatınız olur.
Tuna Nehri :Tuna (Danube) nehri Viyana'yı hemen hemen ikiye ayırıyor.Metro ile ulaşabileceğiniz Reichsbrücke Köprüsünün orta yerinden nehir manzarasını ve Dünya Ticaret merkezinin bulunduğu alanı seyredebilirsiniz.
|
HOFBURG SARAYI |
|
DOĞA TARİHİ MÜZESİ |
|
Volkstheater |
|
BELVEDERE SARAYI |
|
Hundertwasser Evi |
|
Aziz Stephan Kilisesi |
|
GRABEN VEBA ANITI |
|
VİYANA PARLEMENTO BİNASI |
|
VİYANA PARLEMENTO BİNASI |
|
VOTIV KİLİSESİ |
|
VOTIV KİLİSESİ |
|
MARIA THERESA ANITI |
|
DOĞA TARİHİ MÜZESİ |
|
DOĞA TARİHİ MÜZESİ |
|
Schonbrunn Sarayı |
|
HOFBURG SARAYI |
|
Viyana Doğa Tarihi Müzesi (Naturhistorisches Museum) |
|
Karl Kilisesi Karlskirche |
|
Dünya Ticaret Merkezi |
|
Şehirlerarası Otobüs terminali |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder