İnsan yerleşimi
Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha
sonraki dönemlerde Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu'nun baskısından
kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.
Kapadokya bölgesi, başta
Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir
bölgedir.
Kapadokya bölgesi, doğa
ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı
oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev,
kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin
izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar
uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret
kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran
Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.
MÖ 12. yüzyılda Hitit
İmparatorluğu'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur
ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu
Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan
Kapadokya adı, Pers dilinde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına geliyor. MÖ
332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük
bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl
sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl
ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve
tahttan indirilmektedir. M.S. 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge
Roma'nın bir eyaleti olur.
MS 3. yüzyılda
Kapadokya'ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce
merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice
artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için
ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları
sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.
4. yüzyıl, daha sonra
"Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur.
Fakat bölgenin önemi Roma İmparatoru III. Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk
noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye
sığınmaya başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu
dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm etkisinde kaldıysa da, ikondan
yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları
bu devirde oldukça gelişir.
Yine bu dönemlerde,
Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap
akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki
kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda
Kapadokya Selçuklu Türkleri'nin eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı
İmparatorluğu zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son
Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında Lozan Anlaşması sebebiyle yapılan mübadeleyle,
arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'dan göç ettiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder