9 Ekim 2018 Salı

SIDYMA ANTİK KENTİ


Sidyma Antik Kenti, Fethiye-Kaş yolu üzerindeki Eşen’den ayrılan yolda 17 km sonra, Seydikemer İlçesi’ne bağlı Dodurga Köyünün bir mahallesinde yer almaktadır.Antik kentin girişine geldiğinizde minaresi olmayan köy camisi ile karşılaşırsınız.Caminin duvarlarında kullanılan antik taşları,bahçesindeki lahitleri gördüğünüzde şaşırmak mümkün.İronik biçimde lahitlerin içinde sonradan birilerinin gömüldüğünü ve mermerden mezar taşları konulduğunu göreceksiniz. Caminin sol duvarından başlayan taşlı patikayı takip ettiğinizde hemen solunuzda sizi kümes olarak kullanılan bir lahit karşılar,yanında Stoa’ya ait olduğu düşünülen sütunlar vardır ileride bulunan büyük bir meşe ağacının (köylüler Palamut diyor) solundan devam ettiğinizde sarı kırmızı işaretleri takip ederek bir tarlaya çıkarsınız tarlanın etrafında anıt mezarları,lahitleri , duvarları yıkılmış yapıları görebilirsiniz.Yukarıda bulunan tiyatrosundan geriye sadece birkaç basamak kalmıştır.Toprak yolu takip ederek köyün merkezine, geldiğiniz yere çıkarsınız.
Sidyma Antik Kenti’nin eski tarihi hakkında bugün çok fazla bir bilmemekteyiz. Sidyma adı, Tıpkı İdyma, Didyma kent isimlerinde olduğu gibi Yunanca değil, yerli bir kelimeden Yunanlaştırılmıştır. Bölgenin en eski halklarından olan Hitit-Luvi halkları, bu toprakların en eski sahiplerindendir. Roma Dönemi’nde büyük gelişme gösteren antik kent Bizans Dönemi’nde de varlığını sürdürmüştür.
Sidyma Antik Kenti’ndeki yazıtlar ve ele geçen sikkeler kentin tarihini M.Ö. I. yüzyıldan daha eskiye dayandığını götürmektedir. Kent Roma Dönemi’nde büyük bir gelişme göstermiş ve bu durum Bizans Dönemi’nde devam etmiştir. M.Ö. 168/67 deki büyük Lykia birliğindeki 23 kentin içinde ismi geçmektedir.Daha sonra kurulmuş olan 36 kentin dahil olduğu Koinon’a da katılmıştır.
Roma Dönemi’nde Marcus’un (450-456) imparator olmadan önce Perslere karşı yapılan savaşta yer alması, Lykia Bölgesi’nde hastalanması sonucunda Sidyma’ya bırakılmıştır. Marcus,  Sidymalı iki kardeşin evine yerleşir. Marcus iyileştiğinde bu kardeşlerden biri Marcus’a “Eğer imparator olsaydın bize nasıl bir iyilik yapardın?” diye sorunda, Marcus da ona “ Bunun olması imkânsız. Olsaydı sizi şehrimin en önde gelen kişileri yapardım.” diye yanıtlar. Fakat II. Thedosius’un ölümünün ardından kader ağlarını örer ve Marcus Roma İmparatoru olur. Sidyma’daki misafir olduğu evde yaptığı görüşmeyi unutmayan Marcus, İmparator olduğunda da kendisini evinde ağırlayan bu kişilere olan minnettarlığı ve yaptıkları konuşmanın etkisinde kalmış olacak, bu iki kişiyi yüksek makamlara getirir. Sidyma’dan da ilgisini eksik etmez.
Sidyma Antik Kenti’nden günümüze bugün çok fazla bir şey kalmıştır.  Antik kente ait akropol, Dodurga Mahallesi’nin kuzeyinde iki bölümlü tepede yer almaktadır. Tepenin güneydoğu eteği boyunca 365 m. uzunluğunda, yer yer 3 m. yüksekliğinde erken döneme ait bir duvar, akropolü çevrelemiştir. Duvarın doğu ucu polygonal (çokgen) biçimde yapılmıştır. Burada kapı ve gözetleme kulesi de bulunmaktadır. Akropolün kuzey eteğinde yer alan kalıntılar hakkında henüz bir bilgi yoktur. Bu kalıntıların büyük olasılıkla Lykia mezar anıtları olduğu düşünülmektedir. 
Ayrıca iki tepe arasındaki çok sayıda mezarlar Ksanthos ile Pınara’dakilerle yakın benzerlikleri vardır.  Pınara Antik Kent’de benzerleri görülen, güvercin yuvası şeklindeki kaya mezarlarının yanı sıra ev veya lahit şeklindeki mezarlar da Sidyma’nın önemli sembolleridir
Köyün ortasında kitabesinde bir stoaya ait olduğu anlaşılan sütunlar vardır. Kitabeye göre bu yapının Cladius (41-54) zamanında yapıldığı anlaşılmaktadır. Stoa, Antik Yunanistan mimarisinde bir sokak ya da agoranın yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilere verilen addır. Stoalar yönetim ve ticaret merkezleri olarak kullanılan halka açık yerlerdir.  Stoanın güneyinde, şimdi düz bir alan halinde agora, kuzeyinde ise Cladius döneminde yapılan cella duvarlarının kuzey kısmından biraz ayakta kalmıştır. Stoanın kuzeyinde ise İmparator’a ve Artemis’e adanmış, 9 m. uzunluğunda bir tapınak yer almaktadır. Dodurga köyünün Sidyma Antik Kenti’nin neredeyse tam üstüne kurulması, antik kentin zaman içinde yıpranmasına, eserlerin yok olmasına ve köy yapılaşmasının verdiği tahriple, bazı kalıntıların zor seçilip, çoğuna ulaşılamamasına neden olmuştur.

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder